[Bir doktorun gözünden]
Bu yazýyý saðlýk dünyasý dergisi okuyucusu olan bir doktor getirdi ve yaynlamamýzý rica etti yazý çok uzundu biraz kýsalttýk.
Özel saðlýk sektörü özellikle son 5 yýlda aþýrý bir büyüme saðlarken, saðlýk sektöründeki “pastadan pay alma” dürtüsü, baþta hekimler olmak üzere birçok saðlýk çalýþanýnýn çalýþma þartlarýndaki zorluklar ve etik dýþý davranýþlardan dolayý gündeminde sürekli kaldý. Özel hastanelerde bir taraftan baþhekimler hekimin isteyeceði tetkiklere kadar karýþýrken, diðer taraftan çalýþma güvencesini de tam olarak vermiyor. Özel hastanelerde hekimler daha çok maaþ ve prim usulüne göre çalýþýrken, çalýþmalarýnýn karþýlýðýnda “yarýný” göremediklerini ifade ediyor.
“Özel sektörde iþ güvenliði hiç yok, her an her þey yaþanabilir!’ diye konuþan ve uzun yýllar özel sektörde çalýþmýþ bir doktor sektöre yönelecek hekimlere þu tavsiyede bulundu:
“En kritik nokta þu: Hastaneyle bir sözleþme yapýyorsunuz; diyelim ki, herhangi bir nedenle iþten çýkartýlmanýz durumunda sözleþmeye madde ekliyorsunuz ve diyorsunuz ki, ‘Ýþten çýkartýldýðý takdirde 100 milyon tazminat ödenir.’ Ýþ yasasýna göre 4 maaþ tutarý gibi bir meblað tazminat olarak ödenebiliyor. Siz ne sözleþme yaparsanýz yapýn, þu andaki geçerli yasaya göre kurum, verdiði maaþýn 4 katýný vererek sizi isteði an iþten çýkartabiliyor ve yasal olarak buna itiraz edemiyorsunuz.”
“Etik dýþý iþlere zorlanýyorsunuz”
Özel saðlýk sektörünün güvenilir hiçbir tarafýnýn olmadýðýný kaydeden hekim, “Sektör, sizin üzerinizden yürür. Mantýk, sürümden kazanmaktýr. Ne kadar çok hasta getirilir, ne kadar çok para kazanýlýrsa o kadar iyidir. Ama diyelim, kalp damar cerrahýsýnýz ve çalýþtýðýnýz hastane SGK ile anlaþma yapmadý. Zaten hastalarýn yüzde 98’i SGK’lý; o zaman hasta gelmiyor ve sizin hastaneye girdiniz düþüyor.
Hekimlerin maaþ ve prim usulüne göre çalýþtýðýný belirten hekim, kurumlara göre sabit maaþ miktarýnýn deðiþebileceðini belirtti.
“Ben 1991’den beri özelde çalýþtým, diyelim 25 hastaya kadar sabit maaþ alýnýr; 25 hastanýn üzerinde yapýlan her ameliyat için belli bir prim alýnýr. Ýþleyiþ genelde her yerde böyledir” diye konuþan hekim son bir-iki yýldýr sektörle iliþiðini kestiðini açýkladý. Özel hastane yönetiminin ayný zamanda baþka alanlarda da faaliyeti olursa hastanenin bundan kaynaklý sorunlara da sahne olduðunu belirten hekim þunlarý anlattý:
“Bir taraftan küçük yatak kapasitesi var,yani yatak sayýsý az olan bir hastane, bir yandan size deniyor ki, ‘Daha fazla ameliyat yapýn!’ Bir taraftan her branþtan doktor var, ayný zamanda da dýþardan gelen doktorlara açýk!, Bu kadar yoðun bir potansiyelin bu kadar yatakla dönmesine olanak yok. Sonuçta size diyor ki, ‘Hasta getirin, daha fazla ameliyat olsun’, hastanýzý götürüyorsunuz yataklar dolu, hasta yatýramýyorsunuz. Bu kez diyor ki, ‘Hastanýzý yoðun bakýma yatýrýn, oradan ameliyata alýn.’ Ama yoðun bakýmda ameliyat olmuþ hasta var, her yanýnda tüpler-borular vs. var, solunum cihazýna baðlý. Ben ameliyat olacak olsam böyle bir hastayý gördükten sonra gözüm korkar, ameliyat olmam.