NCR Ýnternational Hospital Genel Cerrahi uzmaný ve Gaziantep’in önde gelen diyabet ve obezite cerrahlarýndan Doç. Dr. Mehmet Kaplan, günümüzde Tip-2 diyabetin kesin tedavisine en yakýn seçeneðin barsak ameliyatý olduðunu söyledi.
Uluslar arasý diyabet kýlavuzlarýna göre vücut kitle indeksi 30’un üstünde olan Tip-2 þeker hastalarýnýn bu ameliyatlar için uygun olduðu bilinmesine raðmen, bu kriterleri taþýyan hastalarýn deðiþik nedenlerle sadece %1’den az kýsmý ameliyat ile tedavi olma þansýný yakalayabilmektedir.
Ýnsanlar hala farkýnda deðiller
Doç.Dr. Mehmet Kaplan, mide ve barsak ameliyatlarýnýn Tip-2 diyabet üzerine olan etkilerini yaklaþýk 12 yýldýr araþtýrýyor. Gazetemize verdiði demeçte “bu ameliyatlar hayat kurtarmasýna raðmen, insanlar hala bunun farkýnda deðiller” dedi. “Karþýmýzdaki en büyük engel özellikle þiþmanlýk ile ilgili yanlýþ düþüncelerdir. Halkýn büyük çoðunluðu bu ameliyatlarýn estetik ameliyat olduðuna inanýyor ve ne yazýk ki birçok hekim de ayný þekilde düþünüyor”.
Tip-2 diyabet tedavisinde çýðýr açan keþif
Doç. Dr. Mehmet Kaplan: “Mide veya barsaðýn deðiþime uðratýldýðý bu ameliyatlarla insanlarýn sadece kilo vermesine yardýmcý olmuyoruz, ayný zamanda insulin üretimini düzenleyen barsak hormonlarýný da deðiþtiriyoruz, böylece Tip-2 diyabetin de düzelmesini saðlýyoruz” dedi.
“Bu ameliyatý olan Tip-2 diyabetlilerin %60’dan fazlasý, tamamen iyileþerek diyabetsiz hayatýn keyfini çýkarýrken, geriye kalan %40’lýk bir kesimde de büyük bir iyileþme kaydedildiðini belirtti. Ancak bilim asla durmuyor, sürekli daha iyi ve daha etkili tedaviler araþtýrýlýyor. Bu sayede yan etkileri ve riskleri daha düþük yeni nesil ameliyatlar sayesinde bu iyileþme oranlarý her geçen gün daha da artýyor. Bu nedenle birçok otorite, Tip-2 þeker hastalýðýnýn tedavisinde insulinin keþfinden sonraki en önemli buluþun diyabet ameliyatlarý olduðunu düþünüyor.
Ameliyat þeker hastalýðýný nasýl düzeltiyor?
Tip-2 þeker hastalýðý için yapýlan ameliyatlara metabolik cerrahi adýný veriliyor ve her hastanýn týbbi özelliklerine uygun birçok ameliyat seçeneði bulunuyor. Bu ameliyatlarýn ortak özelliði midenin küçültülmesi ve ince barsaklarda yer deðiþtirme yapýlmasýdýr. Böylece acýkma hissi azalýr, daha az yiyecek sindirilirken daha fazla tokluk hissi olur. En önemlisi de insulinin vucut tarafýndan etkili þekilde kullanýlabilmesini saðlayan barsak hormonlarý devreye girer. Ayrýca safra asitleri ve barsak florasýndaki deðiþiklikler de kan þekerinin düzelmesine katkýda bulunur. “Bu nedenle, diyete ve ilaçlara cevap vermeyen Tip-2 þeker hastalarýna bu ameliyatlarýn mutlaka standart bir tedavi seçeneði olarak sunulmasý gerekiyor.
Güneydoðu Anadolu bölgesindeki Romatizmal Kapak Hastalýklarýnýn Genetik Haritasý Çýkarýldý.
17 yýldýr Gaziantep’te görev yapan, NCR Ýnternational Hospital Kardiyoloji Uzmaný Prof. Dr. Vedat Davutoðlu baþkanlýðýndaki araþtýrma ekibi (Dr. Süleyman Ercan, Dr. Serdar Öztuzcu) TÜBÝTAK’ýn da desteði ile Romatizmal Kapak Hastalýklarýnýn mikro RNA Gen haritasýný çýkardý.
Yapýlan çalýþmada hastalýðýn genetik arkaplaný detaylý olarak ortaya konuldu ve erken yaþlarda tespit edilen Romatizmal Kapak Hastalýklarýnýn ilerleyen yaþlarda nasýl seyredeceði bilinir hale geldi.
Çalýþma, Avrupa’nýn en prestijli kongresi olarak kabul edilen European Heart Association’da 2017 yýlýnda teblið olarak kabul edilen projeler arasýna girdi. Çalýþmayý yürüten Kardiyoloji Uzmaný Prof. Dr. Vedat Davutoðlu, romatizmal kapak hastalýklarýnýn Dünya genelinde ciddi bir halk saðlýðý sorunu olmaya devam ettiðini ve Güneydoðu Anadolu Bölgesinde de iþ gücü kaybýna neden olduðunu, saðlýk harcamalarýný artýrdýðýný ve ölümle sonuçlanacak saðlýk problemlerinin ortaya çýkmasýna neden olduðunu bildirdi. Günümüzde, hastalýk ortaya çýktýktan sonra çeþitli tedavi seçeneklerinin bulunduðunu hatýrlatan Prof. Dr. Davutoðlu, yaptýklarý çalýþmanýn bu alandaki koruyucu hekimlik çalýþmalarý açýsýndan ýþýk tutucu özellikte olduðunu ve hastalýðýn oluþmasýnýn önüne geçme amacýna hizmet edeceðinin altýný çizdi.
Prof. Dr. Vedat Davutoðlu þöyle konuþtu: Bu çalýþmalarýn, Türkiye’de TÜBÝTAK destekli yapýlmasý Ülkemiz adýna gurur vericidir. Çalýþmamýz bu alandaki ileri çalýþmalar için öncü çalýþmadýr. Yurt dýþýnda bu çalýþmamýza büyük bir ilgi var. Nitekim Dünya’nýn en prestijli kongresinde teblið alarak kabul edildi. Yeni bir biyolojik belirteç ve hastalýðýn ciddiyetini belirleme anlamýnda kritik önemi büyüktür.”
Araþtýrma ekibi, hastalýðýn þiddeti ile sosyal ve ekonomik yaþantý arasýndaki iliþkiye da mercek altýna aldý.
Romatizmal Kalp Hastalýðý bulunan 581 hastanýn detaylý ekokardiyografik incelemesini yaptýktan sonra sosyolojik özellikleri de araþtýrýldý.
Ortaya çýkan bulgulara göre; Romatizmal kalp hastalýðýnýn orta ve þiddetli formlarý en çok 30-39 yaþ aralýðýnda görülüyor.
Çalýþma bulgularýna göre; düþük eðitim durumu, ev hanýmý kadýn, kýrsal alanda ikamet ve düþük hane halký hijyeni ile Romatizmal Kalp Hastalýðýnýn þiddeti arasýnda anlamlý bir iliþki bulunuyor.
Endemik bölge olarak kabul edilen Güneydoðu Anadolu Bölgesinde Romatizmal Kalp Hastalýðýnýn etkilerini azaltmak için küresel saðlýk stratejisine uygun, spesifik sosyolojik ve eðitim programlarýnýn teþvik edilmesinin zorunlu olduðuna dikkat çekiliyor.