Gaziantep Ersin Arslan Eðitim ve Araþtýrma Hastanesinde görev yapan Uz. Dr. Hasan Sultanoðlu, Mardin'de vefat eden yakýn dostu genç mühendis Ramazan Sevinç’i kaleme aldý.
Uz. Dr. Hasan Sultanoðlu’nun merhum Ramazan Sevinç’e ithafen yazdýðý yazýsý þöyle:
Kaybedilmiþ bir dostun arkasýndan yazmak çok zormuþ, bu yazýmý kaleme almaya karar verince kelimelerin yetersiz olduðunu, cümlelerin yazarken hisleri yansýtmadýðýný, boðazýmda tarif edemediðim bir þeyin düðümlendiði o an anladým. Sevdiðiniz insanýn ölüm haberini aldýðýnýzda, ki ölüme adým adým yaklaþtýðýný bilmenize raðmen, öldü kelimesini onunla yan yana konduramýyorsunuz. Ýþte bu duygularla kaleme aldýðým bu yazý bir kanserin anatomisini, yakýn bir dostu kaybetmenin hüznünü anlatýyor.
Kanser Latince (canser) ve Arapçada (saratan) yengeç demektir. Eski medeniyetlerde yengece benzetilmesinin nedeni ise avýný yakaladýðýnda yavaþ yavaþ kemirmesi ve sonunda öldürmesidir. Normal olarak vücudun ihtiyacýna göre hücreler oluþur, büyür, bölünür ve gerekli olan yeni hücreleri meydana getirirler. Yaþlandýklarýnda ise ölürler ve yerlerine yenileri gelir. Kanser normal hücrenin yerine geçerek kontrolsüz çoðalmaya baþlamasý ile oluþur. Kanser hücreleri büyümeye ve yeni hücreler oluþturmaya devam eder, normal hücrelere yer býrakmazlar. Bu durum kanserin baþladýðý vücut bölümünde problemlere yol açar. Týpký dostum Ramazan Sevinç’in yaþadýklarý gibi…
20 yýl önce tanýdým onu. Temiz yürekli ve cana yakýndý. En önemli özelliði herkese ulaþmak istemesiydi. Ulaþtýðý herkesin yüreðine dokunur ve dokunduklarýnda iz býrakýrdý. Hayata 1-0 yenik baþlayanlardandý ama o bunu hiç dert etmezdi. Hatta sürekli daha iyi olmayý hedefleyip kaybettiklerinin bir kayýp olmadýðýný, sonraki süreç için kazanç olacaðýný düþünenlerdendi. Lise yýllarýnda her gün okuldan çýktýktan sonra yeniyol caddesinden eve doðru 3 km yol yürürdük. O yol boyunca hayallerimizi, düþüncelerimizi, sýrlarýmýzý paylaþýrdýk. Kimi zaman þiir okur, kimi zaman þarký söylerdi, þiiri çok severdi. Ýlk okuduðu þiir dün gibi aklýmda… Orhan Veli’nin Anlatamýyorum þiiri ile “Aðlasam sesimi duyar mýsýnýz?” diye baþlar, sonunu tutuþur dizelerim þarkýsýnýn “Kirli gömleðimi koklarmýþ annem, Koklasýn türkümü sýcak bir ekmek gibi” sözüyle bitirirdi. Sanki o yol evin yolu deðil de, geleceðimizin yoluydu. Yýllar sonra hayal ettiklerimiz gerçeðe dönüþmüþtü. Üniversitede ayrýldýk, ikimiz farklý þehirlerde okuduk ama sanki ayný yerdeymiþiz gibi sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi paylaþtýk.
***
Kansere yakalandýðýnda uzun, zorlu ve yýpratýcý bir süreç baþlamýþtý. Uzun olmasýnýn nedeni ise bu süreçte bir saatin bir ömre denk gelmesiydi. Dostum Ramazan 5 yýl önce kolon kanseri tanýsý almýþtý, daha 29 yaþýndaydý. Bana ilk anlattýðýnda inanmak istememiþtim, evre 4 düzeyindeydi. Ýlk söylediði “dostum bunu da atlatacaðým.” cümlesiydi. Doktor olmanýn dezavantajlarýndan bir tanesini o anda görmüþtüm. Çünkü hastalýðýn seyrini biliyordum; bir dizi operasyon geçireceðini buna raðmen 5 yýllýk sað kalým yüzdesinin düþük olduðunu, tedavinin sürecinin sýkýntýlý olduðunu, komplikasyonlarý biliyordum ama bu kadar umut dolu, kendine inanmýþ birine ilk baþtan kötü senaryoyu nasýl anlatacaðýmý, bunlarý nasýl izah edeceðimi bilemiyordum. Ve zorlu dönem Ramazan için baþlamýþtý. Tekrarlayan ameliyatlar, kemoterapi vücudunu yýpratmýþtý ama ruhu çok dinçti. Karaciðerin bir bölümü ve lenf nodlarý alýnmýþtý. Tedavi sonrasý yapýlan sintigrafilerde farklý yerlerde tutulumlar olmasýna raðmen vazgeçmedi. Kendini çok iyi hissettiðini söyleyip tedavisini tamamladýktan sonra normal hayatýný idame etti, 2 yýlýn sonunda þikayetleri olmasýna raðmen kontrole gitmedi, þikayetleri artýnca mecburen hastaneye baþvurdu. Tekrar karaciðere metastaz olduðunu duyunca üzüldü, ayný tedavi sürecini tekrar etti ama bu sefer duygusal manada zayýfladý, tedaviyi yarýda kesip, hiçbir þey yokmuþ gibi davranmaya baþladý, ta ki 1 yýl öncesine kadar. Kan deðerleri alt üst olmuþtu, sarýlýk deðerleri artmýþtý, vücudu artýk zayýf düþmüþtü, yapýlan tetkiklerde vücudun büyük bir kýsmýnda metastazlarý vardý. Bu sefer iþin ciddi olduðunu kavrayýnca tekrar tedavi sürecine girdi, her söyleneni eksiksiz uyguladý ama komplikasyonlardan kurtulamadý. Duygusal manada çöktü, istemediði olaylar yaþadý ve hastalýða teslim olup kendini ölüme býraktý. Annesinin ona “ evladým canýnýn çektiði bir þey varsa yapayým” dediði son günlerde Ramazan “anne caným ölümü istiyor artýk” dedi.
17 Aðustos gecesi telefonum çaldý, içimden bir þeyler koptu, telefonu açtým. Telefonun ardýndaki ses “Ramazan öldü” deyince boðazým düðümlendi, gözümden yaþlar aktý. Böyle bir sonun olacaðýný bilmeme raðmen güzel dostuma ölümü yakýþtýramadým, beni benden aldý. Okul çýkýþý birlikte yürüdüðümüz yolda buldum kendimi ama yalnýzdým, okuduðun þiirdeki gibi gittiðin yerde aðlasam sesimi duyacak mýydýn? Dokunabilecek miydin gözyaþlarýma? Söylediðin þarkýdaki gibi kirli gömleðini koklayacak mýydý annen?
***
Cenaze töreninde senin ne kadar iyi biri olduðunu, her zamanki gibi birleþtirici özelliðini bir daha gördüm. O kadar tezat insanlarý ancak senin gibi biri bir araya getirebilirdi. Tabutuna dokunduðumda bütün vücudum titredi dayanamadým, üstüne toprak attýðýmda seninle beraber dostluðumuzu, hayallerimizi, sýrlarýmýzý gömdüm. Sen çok iyi bir dosttun, çok iyi kardeþ, çok iyi bir evlat ve çok iyi bir babaydýn. Allah rahmet eylesin, mekanýn cennet olsun güzel dostum..(http://haberler.mardinimiz.com)