Doktorluk mu önce gelir aile mi? Doktor bir babanýn doktor kýzýnýn aðzýndan...
“Yetiþkinler ne olmak istediðimi sorduðunda hep ayný cevabý veriyordum: Doktor. Babam küçük bir kasabada aile hekimliði yapýyordu. Mesleðine olan bitmez tükenmez baðlýlýðý sayesinde hastalarý arasýnda neredeyse bir efsane haline gelmiþti. Bebek doðurtuyordu, küçük ameliyatlar gerçekleþtiriyordu, yani küçük bir kasabada bir pratisyen hekim ne yapabilirse onlarý yapýyordu.
Bazý zamanlar, onun etrafýnda dolanýyor ve gelen aramalara cevap veriyordum. Babamý çok az görebildiðimden en sevdiðim anlar bu zamanlardý. Nadiren aile tatillerine çýkýyorduk ve çýktýðýmýzda da genellikle baþka þehirde düzenlenen týbbi bir toplantý oluyordu. Kardeþlerimle ne kadar ýsrar edersek edelim babam bir oturumu bile kaçýrmýyordu. Babamýn dikkatini çekmekte hep baþarýsýz olduk. Babam nadiren sosyal etkinliklerimize katýlýyordu. Ayný evde yaþýyorduk ama bazen bir hafta hiç birbirimizi görmeyebiliyorduk. Ergenliðim ve üniversite yýllarým boyunca daha da kýrgýn ve kýzgýn hale geldim.
Hiçbir anýmýzý kaçýrmayan ve her zaman bize sevgisini, desteðini gösteren harika bir anne tarafýndan yetiþtirildik. Annem bize her zaman babamýn bizi sevdiðini ama kasabanýn da ona ihtiyacý olduðunu söylerdi.
Babamýn davranýþlarýndan dolayý kýrgýn olsam da çocukluk hayalimi gerçekleþtirdim ve ben de bir doktor oldum. Dahiliye uzmanlýðýmý aldýðýmda asla yapmayacaðýmý düþündüðüm bir þey yaptým. Babamla birlikte çalýþmaya baþladým.
Hayatýmda ilk kez babamý tanýyordum, bir baba olarak deðil ama bir meslektaþ ve arkadaþ olarak tanýyordum. Hastalarý beraber muayene etmeye baþladýk, bana dahiliye asistanlýðýmda hiç öðrenmediðim genel týbbi uygulamalara dair pek çok ipucunu öðretti. Ben de babam gibi geç saatlere kadar çalýþmaya baþladým ve muayenehanemi haftanýn 7 günü açýk tuttum.
Babamla beraber çalýþmaya baþladýktan yaklaþýk 2 yýl sonra, kalp krizi geçiren babam hayata gözlerini yumdu. Yýkýlmýþtým. Hayatýmda edindiðim tek arkadaþým da iki yýl sonra ellerimden alýnmýþtý. Babamýn ölümünden sonra kasabadaki herkesin muhakkak ona tedavi olduðunu farkettim. Ama babamýn sandýðý gibi yerinin doldurulamaz olmadýðýný farketmem çok da uzun sürmedi. Babamýn hayatýnda kaçýrdýðý çok önemli bir noktayý keþfetmiþtim artýk; aileyi.
Babamýn ölümünden çok geçmeden muayenehaneyi býraktým ve adeta yeniden dirildim. 30 kilometre uzaklýktaki baþka bir þehirde daha az mesai saati ve daha az kiþisel yarayla çalýþmaya baþladým. Sonra evlendim ve üç çocuðum oldu. Çocuklarýmýz ne zaman ihtiyacý olsa babalarýný yanlarýnda bulabiliyordu ve ben de onlar büyürken hiçbir anlarýný kaçýrmadým.
Babam bana çok þey öðretti. Onun eþsiz deneyimleriyle týp mesleðinin ne kadar önemli olduðunu idrak ettim. Ne var ki, babamýn ölümüyle öðrendiðim baþka bir þey daha vardý; iyi bir doktor olmak için mutlu ve saðlýklý bir aile hayatýna da sahip olmak gerekiyordu.
Ýç hastalýklarý uzman doktoru Stephen F. Chambers.”