Hemþirelik, bir günde hatýrlanýp anlatýlacak bir meslek deðil evet, ancak böylesine bir güne sahip olacak kadar da özel. Çalýþma hayatým boyunca öðrendim ki Mesleðim, ardýndan boþ zamaný olan, mesai bitiminde her þeyi unutup silebileceðim bir meslek deðil. Uyurken, uyanýkken, kahvaltý yaparken, gezerken iþini anýmsayabileceðin, geride býraktýklarýný merak edebileceðin, haber alabilmek için nöbeti devrettiðin arkadaþýný çoðu zaman aramak zorunda hissedebileceðin bir meslek. Hayatýna hayat katabileceðin, tedavisini yaparken dinlediðin hastanýn derdine günlerce üzülebileceðin, derman olmak için çabaladýðýn olamadýkça kendini yiyip bitirebileceðin bir meslek. Demek istediðim o ki Hemþirelik bir bedende bin hayat demek. Meslektaþlarým çok iyi bilir ki morali bozuk bir hemþire olmaya lüksümüz yoktur bizim, yüzümüzdeki gülümseme kaybolamaz gecenin karanlýðýnda bile, elmacýk kemiklerimizden aþaðý süzülen bir gözyaþý, kimseye görünmeden silinmeli çoðu zaman ve dudaklarýmýzýn kenarýnda mutlu rolü yapmak zorunda kalan bir gülümseme bulunmalý günün her saatinde. Çünkü biliyoruz ki onlarýn yarasýnda hissettiði o derin acý, geçmek bilmez bir sancý, mademki göz kenarlarýmýzý kýrýþtýracak bir gülümseme ilacý, iþte bu yüzden onlar bizim baþýmýzýn tacý…
Uykusuz kalmalar, saatler boyu hiç dinlenmeden oturmalar bizim mesleðimizin yakýnabileceði dertler deðiller. Resmi tatiller, bayram tatilleri, özel günlerimiz hayatýmýz boyunca defalarca nöbette geçirmek zorunda olduðumuz zamanlardan olacak. Lakin asla þikâyet etme lüksümüz olmayacak. Aslýna bakarsanýz böyle zamanlarý hediye misali görmekte fayda var. Kaç kiþiye nasip olur ki doðum gününde sayýsýz dua almak, birilerinin acýsýný dindirmek. Ya da kaç kiþiye nasip olur ki davet istemeksizin yanýnda olan, girdiðin her odada iyi ki doðduðunu söyleyen, yeni yaþýn için güzel dileklerde bulunan insanlarý tanýmak. Hemþire olmak böyle bir þey sanýrým her kötüde iyiyi aramak ve zor da olsa bulmak zorunda olmak…
Güçlü olmak, en çok güçsüz olduðun zamanlarda zorlar bedenini. Haber kanallarýnýn arasýnda duymaya tahammül edemediðimiz o ambulans sirenine aþina olmak ne büyük gaddarlýk gelir dýþarýdan bakan gözlere biliriz, hastalarýn canýný yakan o iðnelere duygusuzca sarýlmak ne büyük vicdansýzlýk gelir biliriz. Elimizden kayýp giden hayatlara tepkisiz görünmemiz ne büyük acýmasýzlýk gelir biliriz. Ama sizlerin görünen duygularýnýn ardýna, sýrýlsýklam camlarýn arasýna, kararmýþ kalplerin buðusuna saklanan bir kalbimiz var bizim. Gözyaþlarýna karýþmýþ satýrlarýn, bahara yaklaþmýþ mevsimlerin boþluklarýna sýðýnmýþ duygularýmýz var bizim. Ýþte tam da bu yüzden siz iyi olun diye tuttuðumuz elleriniz güvende. Siz bize güvenin diye verdiðimiz sözler hep dilimizde. Soðuk hastane koridorlarýnda yýlýk býrakýlmýþ hasta odalarýnýn ardýndan sýzan dualar nasýl sizlerin dilindeyse bizimde yüreðimizden kopup gelen iyilikler sizinle. Bizim için deðerlisiniz. Saðlýcakla kalýn.